İçinize karanlık krallığı kurulmuş,
siz de yaveri olmuşsanız benden uzak durun,
yaklaşmayın!
Tanrı da yaklaşmanıza izin vermez.
Bir bahane ile benden uzaklaşırsınız.
Uzaklaşın da zaten. Ben minnet eylemem Tanrı’dan başkaya…
O yüzden yapamazsınız benimle, uzaklaşın. Ben içinde aydınlığı yaşamak isteyenlere doğru yürürüm her daim. O aydın benliklerin mutluluğu için yaşamak isterim.
Nefret,
haset,
kirli laflar üretenleri karanlıklarına terk Onların tek hak ettiğidir.
Kendi karanlıklarında boğulmaktan başka hiç bir nasipleri yoktur.
Biz yürüyelim ışığa doğru. Her anı, her mekanı aydınlığı arayan insanlar için en güzel kelimeler ile, en güzel yaşantılar ile süslemek hayali ile yürüyelim.
Aşk nedir bilen,
saflığı kendine baş tacı yapmış o bir avuç insan için yürüyelim.
Kurnazlığı değil,
aklı ve vicdanı kendine rehber edinmişler için yürüyelim.
Yazık ki; iyilikleri unutan, gözünü kin bürümüş o mahluklara.
Bilmezler ki bizlerin yemini hiçliğe, bir şey beklememeye.
Taşlar, kayalar anlar da Onlar anlamaz, hemen unutuverir, fısıldaşmaya başlarlar.
Fısıldaşmaktan ve dünyaya pislik bırakmaktan başka bir şey bilmezler.
O yüzden her zaman güzel olana göç, emaneti temiz tutmak için hareket bize farz olan.
O karanlık ellerden,
gözlerden sakınıp saklamak bizim görevimiz.
Tüm hayatımızı apaçık serip,
güzelliğe siper eylemekte bizlerin bildiği tek şey.
Güzellik yaratmakta nasibi olanların yürüyüşüdür bu hayat, tüm kem gözlere aldırış etmeden cesaret ışığında Aşk ile doğa içinde yürümektir bu hayat ~