İngiliz Yüksek Komiseri Stehpen Lillie “Birleşik Krallığın, Kıbrıs sorununun çözüm temellerinin atılacağı, beklenmekte olan bir altılı (BM, Birleşik Krallık, Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Türkler) görüşmeye katılmaya hazır olduğunu söyledi.
Lillie, Haravgi’ye verdiği ve gazetenin “Stephen Lillie: Tek Yol BM İçinde Çözüm” başlığıyla aktardığı söyleşide, İngiltere’nin, garantör güç olması hasebiyle Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında müzakerelerin yeniden başlaması için inisiyatif almak niyetinde olup olmadığı sorusuna “evet” dedi, özetle şöyle devam etti:
“Tabii müzakerelerin yenden başlaması inisiyatifleri öncelikle Kıbrıs halkı tarafından, liderlikleriyle birlikte Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler tarafından alınmalıdır. Kıbrıs halkı buna karar alırsa Birleşik Krallık, bir garantör güç, BM Güvenlik Konseyi üyesi ve Kıbrıs’ın ezeli dostu olarak bu kararı destekler. Bildiğiniz gibi Kuzey’deki cumhurbaşkanı seçiminden sonra bir altılı görüşme yapılması umut ediliyor. Birleşik Krallık olarak, davet edilirsek, katılmaya olumlu cevap vereceğimiz inancındayım.”
İngiltere’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri hakkındaki düşünceleri ve bu konuda Türk hükümeti ile iletişim kurup kurmadığı sorusuna, Birleşik Krallık açısından arzu edilen senaryonun, Doğu Akdeniz’i oluşturan bütün tarafların bir çözüm bulmak için görüşmeye yönlenmesi olduğunu, bu nedenle Almanya’nın bu yöndeki inisiyatifini desteklediklerini söyleyen Lillie, Kıbrıs meselesinde ise tek yolun BM içinde çözüm olduğunu ifade etti.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in açıkladığı gibi Doğu Akdeniz konulu bir bölgesel zirve konusundaki görüşü sorulan Lillie, İngiltere’nin ilke olarak, gerilimi azaltıp diyaloğu güçlendirecek her türlü inisiyatif ve hareketten yana olduğuna işaret ederek “Doğu Akdeniz’de barış hakim olduğunu görmek istiyoruz. Bu nedenle bütün tarafları anlaşmazlıklarının çözümüne yaklaştıracak bir zirve düzenlenirse Birleşik Krallığın buna destek vermemesine bir sebep göremiyorum” dedi.
İngiltere’nin, BM veya diğer uluslararası veya bölgesel örgütler çerçevesindeki anlaşmazlıkları çözme çabasına cesaret vermekte, desteklemekte ve katılmakta olduğunu belirten Lillie “AB şemsiyesi altında düzenlenecek bir toplantı için gelecek davet her zaman hoş karşılanır ancak Birleşik Krallığın katılmasının gerekmediğini düşünüyorum” dedi.
Stephen Lillie, Birleşik Krallığın Commonwealth’e (İngiliz Uluslar Topluluğu) üye iki AB üyesinden biri olmasını dikkate alarak Güney Kıbrıs’a ayrı bir ekonomik ve ticari statü verme niyeti sorulduğunda “AB’nin geriye kalan üyeleri tarafından Kıbrıs’a ayrı bir ekonomik ve ticari statü verilmesine dair herhangi bir ihtimal olduğunu düşünmüyorum” dedi, şunları ekledi:
“Bu olamaz çükü Kıbrıs AB üyesi olduğu için ayrı bir ticari anlaşma müzakere edemez. Tek ekonomik ve ticari anlaşma Birleşik Krallık ile AB arasında yapılabilir, üye ülkeler ile ayrı ayrı değil. Keza AB ile görüşmelerde kritik bir noktaya geldik ve aramızda, gümrük vergisi olmadan bir ticari anlaşma olabilmesini umuyor, mümkün görüyorum. İki devlet olarak aramızdaki ticareti güçlendirmek için gereken çabaları harcayabiliriz. Yüksek Komiserlik olarak Cyprus-UK Business Association, Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası (KEVE) ile İşverenler ve Sanayiciler Odası (OEV) gibi ticari ve yatırım örgütleriyle çok iyi ilişkiler içerisindeyiz.”
Lillie’ye “Derinya Belediyesi”nin Akyar bölgesini inkişaf ettirme önerisinin Ağrotur ve Dikelya egemen üsleri tarafından reddedilmesi de soruldu, yorumu istendi. Stephen Lillie “Yüksek Komiserlik sorumlu değil ancak Ağrotur ve Dikelya egemen üsleriyle ilgili konuların yönetimi ve ilgili diğer konularda görüş belirtebilir” dedi, şöyle devam etti:
“Bildiğim, Kıbrıs-Birleşik Krallık arasındaki ilgili anlaşmada sınırsız inkişafa izin verilmediği ve uyulması gereken kurallar olduğudur. Ancak Derinya Belediye Başkanı Andros Karayannis ile görüştüm ve bana toplumunun görüşlerini izah etti, endişelerini gündeme getirmeye devam edeceğine eminim.”