Bedende akan enerji kanallarımız, yani meridyenlerimiz tıpkı kara yolları gibi çalışır. Meridyenler vücudumuzda oluşturduğu enerji trafiği ile birbirine yön verir. Bir alanda, kaza, sıkışma olduysa, aradaki diğer tali yollar trafiği rahatlatmak için daha fazla çalışır. Meridyenlerde tersine enerji akışları ya da başka bir meridyenin daha fazla yorularak gücünün düşmesi ise onun beslediği organlarında hastalanmasına sebep olur. Bedenin aldığı enerjiyi dengeli dağılamaması, bir çok hastalığı da beraberinde getirir.
Peki meridyenlerin enerji akışının bozulması ve vücuttaki akış trafiğinin sıkışmasına sebep olan şeyler nelerdir?
Duygusal travmalar, tıpkı deprem etkisi gibi olumsuz duyguya bağlı olarak ilgili olduğu organ ve onu besleyen meridyeni çökertir. Örneğin yoğun öfke karaciğer meridyeninde çökme ve çatlaklara sebep olur. Uzun vadede karaciğerde beslenemeyen ilgili meridyen, kendini korumak için en yakın meridyenden enerji çeker. Bu durumda enerji akış trafiğinde sıkıntı oluşmasına sebep olur.
Fiziksel travmalar ve cerrahi kesiler de bedenin yatay olarak hasar almasına sebep olur. Çünkü meridyenler dikey hareket eder. Omurga üzerine yatay bir kesi ya da boyun fıtığı veya dizin arkasındaki yatay kesiler mesane meridyenine zarar verir. Enerji akışı bozulan mesane meridyeni, baş ağrısından, sırt ağrısına, omurilikte tutukluktan, varislere otonom sinir sistemi sorunlarına kadar gelişen bir tablodan sorumlu olacaktır.
Özellikle sezaryen kesilerinde merkez ve böbrek meridyeni hasar görür. Sezaryen sonrası enerji akışı değişen kişide, depresif ruh hali, kilo alma, troid kist cinsel problem, mide bağırsak sorunları ve benzeri problemlere sebep olmaktadır.
Sezaryen doğum yapmadan önce iki kere düşünün
Merkez meridyen, bedende en büyük iki enerji arterinden birisidir. Bu ana enerji akışı sağlayan meridyene yapılan bu kesi, bedeni büyük şoka sokmaktadır. Böbrek meridyeni ise seksüel akıştan, vücut sıvılarının dengesi ve hücre içi enerjinin üretilmesinden, toksin atılımına kadar çok önemli mekanizmalardan sorumludur. Aynı zamanda korku duygusu ile hayatta kalma güdümüzü yönetir.
Bu meridyen enerji akışındaki hasarda sebepsiz yere uzun korku ilete boğuşmak durumunda kalan beden bir süre sonra bağışıklığı yormaya başlar. Kişiler bozulan korku refleksleri ile daha ürkek daha kaygılı olduklarını da söyleyebiliriz. Bu sebeple normal doğumun desteklenmesi anne adaylarına öneminin anlatılması ve gerekli olmadıkça sezaryen doğumlardan kaçınmak enerji bedeninin bütünlüğü açısından önemlidir”
Sezaryen sonrası yapılması gereken en önemli egzersiz, her gün enerji kanallarınızla yapacağınız güçlendirme egzersizleri ile bedene yolunu tekrar öğretmektir. Çünkü beden hafızası kendini ve enerji yollarını tamir edecektir.