Küçüklüğümden beri bir düşünürün söylediği aklıma takılmış bir sözü vardır.’ Çocuklar kurbağalara iş olsun diye taş atarlar ama kurbağalar iş olsun diye değilde gerçekten ölürler’ diye…
Yaşımız ilerliyor,
toplumların ve insanların çok kısa ömürlerinde Dünya’ya ve insanlığa bakışını görünce çoğunun elinde bir taş atıyor halkın üstüne üstüne belkide iş olsun diye atıyorlar ama, halklar,insanlık iş olsun diye değilde gerçekten ölüyor.
Gelişmek için zorlamak gerekir bazen.
Zorlanmak gerekir.
Çünkü değişmek zor olanı seçmek çoğu kez ürkütücü gelir.
Bilmediğin, tanıdık olmayan işler, sözcükler, mekanlar korkutucu gibi gözükür. Beynin kendini devamlı ekonomik kullanmak gibi bir talebi vardır.
Daha az enerji harcamak,
daha az çalışmak için.
Bu bir yaşam programıdır çünkü.
Hepimizde olan hayatta kalmamız için gerekli olan. Ama gelişmek için zorlayıcı sinir sistemi devrededir ve bu bir nevi beynin çok sözlü demokratik yapısı gibidir.
Beynin bir kısmı rahatını bozma diye el kaldırırken,
beynin bir kısmı da gelişmek için denemelisin diye el kaldırır.
Çoğunluğun hareket için el kaldırmasını sağlamak gerekir beyinde.
Özellikle de bu geçtiğimiz süreçte zorlayıcı sistem devreye girmekte zorlanıyorsa bu sistemin devreye girmesi için yardım etmemiz gerekir….
Düşüncelerimizi geliştirmek zorundayız ,
el kal kaldırmak zorundayız beyinlerimizde ve kalplerimizde..