Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay Pompeo’nun güney Kıbrıs’ı ziyaret etmesine rağmen kuzeye geçmemesini ve Akıncı ile görüşmemesini de eleştirerek “ancak maalesef uluslararası temas konularında Cumhurbaşkanı Akıncı da inisiyatif alamadı ve pasif kaldı” dedi.
Dışişleri Bakanı Özersay “ABD Rum liderliği ile askeri alanda adeta yeni bir askeri üs ilişkisinin temellerini atmaktadır. Bu küçümsenecek bir şey değildir, bu yaklaşımların hele hele uyuşmazlığın bir tarafını dışlayarak atılan bu türden adımların bölge barışına ve istikrarına hizmet etmeyeceği çok aşikardır” ifadelerini kullandı.
“ABD’NİN KENDİ MENFAATLERİNE DE HİZMET ETMEYECEK”
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay ABD’nin Rum tarafını şımartan bu yaklaşımlarının Rusların bu bölgedeki etkisini kırmaya yani ABD’nin ulusal çıkarlarına da yarar sağlamayacağını vurguladı. Özersay açıklamasında “belli ki ABD kendi ulusal çıkarları çerçevesinde bu bölgedeki Rus etkisine girmeye başlayan Rum liderliğini kendi yanına çekmeye çalışmakta ve Rus etkisini bu şekilde kırmaya çalışmaktadır. Ancak bu yaklaşımlar ABD’nin bu temel hedefine de pek hizmet etmeyecektir. Biz her hal ve şartta hak ve menfaatlerimize karşı yapılacak bu türden girişimlere karşı gerekli tedbirleri alacağız bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.
Özersay yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:
“Öyle anlaşılıyor ki ABD kapsamlı çözüm öncesinde doğal gaz ve deniz yetki alanı sınırlandırma konularının görüşülmesine sıcak bakmaktadır. Ayrıca doğal gazın Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında hakça paylaşılmasından da bahsetmektedir. O halde ABD bu söylediklerinin gereğini yapmalıdır. Çünkü ABD’nin şu anki tutumu ve davranışları bu söyledikleriyle taban tabana zıttır. ABD her şeyden önce Kıbrıs uyuşmazlığının taraflarıyla aynı düzeyde diyalog kurmalı ve her iki taraf da muhatap kabul etmelidir.
Öte yandan batı ittifakının zarar görmesini istemediğini ve buna fırsat verilmemesini istiyor madem bu ittifakın en önemli unsuru ve mihenk taşı olan Türkiye’yi hedef almadan hareket etmelidir. Siz sadece Kıbrıs’ta iki taraftan birisi olan Rum liderliğini muhatap kabul ederseniz, sürekli olarak Rum tarafının sırtını sıvazlarsanız o tarafı şımartmış olursunuz. Bu yaklaşımlarla Rum liderliğinin herhangi bir sorunun çözümünde uzlaşmacı olmasını bekleyemezsiniz. Ne Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü açısından ne de kapsamlı çözüm öncesinde doğal gazın paylaşılması için varılabilecek bir anlaşma açısından Rum tarafı uzlaşmacı bir tutum takınmaz. Rum tarafını bu konforlu alan içerisinde tutmaktan vazgeçmeleri gerekir”