Kadınlar artık dünya çapında 22 ülkeyi ve 650 milyon insanı yönetiyor.
Bu rakam,
dünya nüfusunun yüzde 8’inin (Fortune 500’deki kadın CEO’larla aynı oranda) kadın liderliğinde yönetildiği anlamına geliyor.
Bangladeş’ten Yeni Zelanda’ya, Etiyopya’dan Gürcistan’a, Singapur’dan Almanya’ya kadar kadınlar dünya çapında siyasi liderliğe yükseliyor.
Pandemi krizi ile mücadeleleri dünya basınında yer alırken, ABD eski Başkanı Barack Obama’nın şu sözlerini hatırladık: “..
KADINLAR DÜNYA’nın HER ÜLKESİNİ YÖNETSEYDİ YAŞAM STANDARTLARI VE SONUÇLARINDA GENEL BİR İYİLEŞME OLUR.”…
Kadın liderler yönettikleri ülkelerde salgınla mücadelede iyi bir sınav vermiş gözüküyor.
Bu kadın liderler, sadece krizleri yönetmek kalmayıp, şefkat gösteriyor, umut veriyor ve gelecekte daha iyi sağlık hizmeti vermeyi taahhüt ediyor.
Bazıları yönettikleri ülkelerin nüfuslarının çok az olduğu için başarılı olduklarını ima etseler de Almanya’ya ne demeli?
Avrupa’nın en büyük ülkelerinden biri olduğunu kim inkâr edebilir?
Dünyada kadın liderlerin başarılı yönetmelerini ve dünyaya nasıl örnek olduklarını hatırlamakta fayda var.
Cumhurbaşkanının kadın olmasını isteyenler olguları değil,
kişileri tartışıyor.
Ben de Cumhurbaşkanı’nın kadın olmasını isterim.
Ancak önce düzenli çalışan bir demokrasi isterim.
ikisi farklı şeyler değil elbet ancak insanların düşüncelerini rahat ifade edemediği bir ortamda “cumhurbaşkanı kadın olsun demek” yıldızlara bakıp niyet tutmaktır….
Lakin niyetimizde BİRLİK olursa,,
hem Yıldızlara hem Güneşe gözümüzü kırpmadan bakabiliriz…