Halkın Partisi Güzelyurt İlçe Başkanı Reşat Kansoy partisinden istifa etti.
Kansoy yaptığı yazılı açıklama da, “Halkın Partisi, Parti Programı” ve “Seçim Manifestosu’nun” içeriğinin önemli bir kısmından zamanla uzaklaşıldığını ve yok sayıldığını düşündüğünü söyleyerek istifa ettiğini açıkladı.
Reşat Kansoy açıklamasının tamamında “Özellikle “demokratik halk hareketi” anlayışı ile kitlesel başlayan, ve siyasal oluşuma dönüşen: İlk başta, halkın sorunlarını ve çözüm önerilerini katılımcı ve çoğulcu demokrasi anlayışı ile ele alan ve bu yönde toplumsal mücadele verebileceğini gösteren; yapısal ve finansal devlet sorunlarına bilimsel çözüm alternatifleri üretebileceğimizi düşündüğüm Halkın Partisi’ne üye olmuştum. “Kendim” için değil! “Değişim” için prensibiyle “Parti Programına” inanmıştım. Mikro ölçekli politikalar geliştirebilmek yönünde; parti yönetim organlarında sorumluluk almış; Güzelyurt ve Güzelyurt insanının; ekonomi, sağlık, göç, tarım, iş gücüne katılım, konut, ulaşım, kentsel gelişim, çevre, turizmde öncelikli kalkınma v.b. konularda ilerlemesini ilke edinerek bilinçli ve örgütlü mücadeleyi hedeflemiştim.
İnandığım ve umut ettiğim mücadele anlayışından ve belirlenen ortak siyasal hedeflerden; önemli sapmalar olduğuna tanıklık ederek, son zamanlarda parti içi muhalefet tutumu ile görevimi sürdürmeye çalıştım.
Görülen lüzum üzerine,
24 Eylül 2020 tarihinden itibaren, Halkın Partisi Güzelyurt İlçe Başkanlığı ve Halkın Partisi üyeliğinden istifa ettiğimi bilginize sunarım.
İnanarak, imza koyduğum: “Halkın Partisi, Parti Programı” ve “Seçim Manifestosu’nun” içeriğinin önemli bir kısmından zamanla uzaklaşıldığını, yok sayıldığını düşünmekteyim.
“Yenilikçi ve İlkeli” tanımlarla topluma, umut olan siyasal hareketin, başladığı noktadan ayrıldığını, değişime uğrayarak; son zamanlarda, kendi hedefleri ile çelişkiye düştüğünü gözlemlemekteyim.
Parti içi demokrasi, tartışma kültürü ve politik üretim alanlarında, sağlık sorunlarım başgösterene dek; Halkın Partisi aracılığı ile; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti için elimden gelenin en iyisini yapmaya gayeret ettiğime inanıyorum.
Halkın Partisi’nin iktidar sürecinde ve özellikle “Salgın” döneminde yapılan icraatlarda; “Toplumun tamamının yararı” esas alınmadığını üzülerek gözlemlemekteyim.
Halkın Partisi’nin topluma vaad ettiği; İyi Yönetim, Sosyal Adalet ve Eşitlik gibi temel ilkelerinden uzaklaşması, hedeflenen siyasal ve toplumsal başarıdan da uzaklaşmasına sebep olmaktadır.
Toplumsal ve siyasal mücadele anlayışıma uygun olmayan fikirsel ve ilkesel ayrılıkların olduğunu uzun zamandır hissettiğim Halkın Partisi’nden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce 24 Eylül 2020 tarihinde istifa ettiğimi açıkça beyan ederim.
- Halkın Partisi, Parti Programına inanarak imzamı koymuştum:
“Parti Programında” yazılan ilkeler ve “Seçim Manifestosun’da” belirtilen mücadele hedeflerine, Halkın Partisi aracılığı ile ulaşılabileceğine olan inancım kalmamıştır.
Eşitlik,adalet, demokrasi, özgürlük kavramlarının geliştirilebilmesi için Halkın Partisi’nin politikalar üretebileceğine olan umutlarım tükenmişitir.
- Tutarsızlık, alışkanlık haline gelmemeliydi:
Devletleri hükümetler, hükümetleri siyasi kurumlar, siyasi kurumları kendi yönetim organları (Genel Kurullar, Parti Meclisi, Merkez Yönetim Organları) çalıştırır. Yurttaşın, ülke sorunlarına rasyonel çare üretebilecek tutarlı, istikrarlı, hızlı politik açılımlara ihtiyacı vardır. Halkın Partisi söz konusu ihtiyaçları karşılayabilecek samimiyetten günden güne uzaklaşmaktadır.
- Eşittir logosu ile, Anayasanın eşitlik ilkesi uyum sağlayamamıştır:
Partidaş ayrıcalıkları, liyakatın göz ardı edildiği atamalar, Anayasanın eşitlik ilkesi ile örtüşmeyen istihdamlar; hem partiye umut bağlayanları, hem kamu ekonomisini, hem de kamu vijdanını derinden yaralamıştır. Söylenenin tersi yapılmıştır.
- Kişisel hırs ve hayaller, toplumsal varoluş çabasına gölge düşürmemeliydi:
Onlarca yapısal ve ekonomik sorunlar çözüm beklerken, sadece tek bir seçime motive olmak, parti hedeflerini, kişiselleştirilmiştir. Sebebsiz! Bozulan ve Kurulan hükümetlerde, “toplumsal mücadele, refah ve irade” gözetilmemiştir.
- İyi Yönetim İlkesi ve Sosyal Adalet İlkesi unutulmuştur:
Özellikle, “Pandemi” sürecinde, yapılan icraatlarda; toplumun tamamının yararı prensibi esas alınmamıştır. “Yeni siyaset anlayışı” statükoya teslim olmuştur. “Oyunu ver, Oyunu Boz!” sloganının altında; “yeni oyunlara” sebep olunmuştur!
Tüm bu gerçekler ışığında, bir kez daha vurgulamak isterim ki; Halkın Partisi ile aidiyetim tamamen bitmiştir.
- Toplumsal Mücadelem Devam Edecek:
Bu güzel topraklara doğan her canlının mutlu yaşaması, barış ve huzur içinde varolması, onurlu bir yaşam sürüdürmesi için mücadele etmeye devam edeceğim.
Hedefim: eşitlik, demokrasi, adalet, dayanışma ve özgürlük ilkeleri çerçevesinde, çevreye duyarlı; sivil ve mahalli örgütlülüğü önemseyerek tecrübe ve hayat yolunda yürümeye devam etmektir.
Yerel Yönetişim ve Bölgesel İktisadi Kalkınma konularında kendimi daha da çok geliştirerek, yılmadan çalışmaya ve mücadele vermeye devam edeceğime söz veririm.”ifadelerini kullandı
Saygılarımla,
Reşat Kansoy